50 Dk. önceHiç bir zaman anlaşılmak için bir derdim olmadığı gibi düşünenler vakti gelince anlayacaklar mutlaka. Böyle uzun bir cümleyle yazmamdaki amacım da anlaşılmasın diydir. Biz o efsanesin ta kendisiyiz. Yazarlar çizerler kalemiyle günümüze kadar geldi. Emin olun onlar da anladığını zan ettiler ki onların zanıyla anlamış olamazsınız. Bazı konular vardır sadece yaşayanlar bilir. Etrafımızda herkes nasihat eder malumunuzdur kim kimin hangi felekte yaşadığını bilebilir ki...
2 gün önce. 13:52Özgüven, hepimizin malumu olduğu üzere; kendilikle, özle ilgili duyduğumuz güvene denir.
ego'yu ise bu başlıkta müsaadenizle bağlamından bir miktar koparıp, freudyen tanımdan da soyut olarak irdeleyerek; bizatihi halkın benimsediği ve alışılagelmiş haliyle var sayacağım betim boyunca.
aradaki en bariz fark algısal farktır, bunu en başından belirtelim. biri karşı tarafı rahatsız etmekten keyif alan, diğeri karşı tarafı rahatsız etme amacı duymayan durumlardır.
özgüven, kendimizi ne sandığımızla kendimizin ne olduğu arasındaki farkın sıfıra yakınsaması durumunda ortaya çıkan algısal öz bütünlüğüdür.
ego ise; kendimizi ne sandığımız ya da bizi ne sansınlar istediğimiz ile ilgilidir ki, aslında ne olduğumuzdan ne kadar uzak veya ayrık olması önemsizdir.
bu bağlamda yeniden gözden geçirdiğimizde özgüven ve ego’nun kesinlikle ve net olarak farklı iki öz algısı olduğu açıktır. kişi aslı itibariyle istendik, beğenilir bir varlık arz etmeyebilir toplumsal ya da öznel varlık olarak.